Büyüdükçe kendimizden, özümüzden uzaklaşabiliyoruz. Derine gidip gerçek özümüzle tanışmak ve kendimizi tekrardan hatırlamak gerekiyor. Özümüze dönmek ne demek diye sorarsak; kaçtığımız, “unuttuğumuz”, kendimizi oyaladığımız duygu ve düşüncelere geri davet edilmek ve dış dünyanın getirdiği, bize ait olmayan, bedende hapsettiğimiz duygulardan uzaklaşmak... Özümüze dönüş yolculuğumuzda içimizdeki çocuğu uyandırıyoruz, hatırlıyoruz. Hislerimizi hissetmek için davet ediliyoruz, bedenimizin ve kalbimizin rehberlik etmesi için kapı açıyoruz.
Kendi özümüze dönmek için, içimizdeki çocuğa erişmek için, kendimizi hatırlamak için nefes yapıyoruz. Nefesimiz, ruhumuzun ve kutsal iç dünyamızın bir yansıması. Nefes her farkındalık pratiğinin temeli. Her zaman bizimle olan bir araç; sakinlik, denge ve zihnin varlığı için her zaman erişebiliriz. Nefesle bir ilişki geliştirmek, vücudunuzda yaşamayı öğrenmek, beyninizde yeni yollar oluşturmak ve duygusal ve ilişkisel zekayı geliştirmekle ilgilidir. Nefes kendinle bir olmaktan, kendinle olanla kalmak, kendinle bir olmana yol açıyor.
Bilinçaltında gizlice çalışan ve seni kısıtlayan düşüncelerden kurtulman ve yaşamını farkında olmadan yaşamaman için nefes. Somatik, yani bedenle ilgili olanı iyileştirdiğinde, yaralara izin verdiğinde, onları gördüğünde, kendi öz gerçeğini hatırladığın yolculuğa başlarsın.
Nefes, beden farkındalığı ile başlar; beden farkındalığı nefes ile başlar. Nefes her şeyden öte bedenle bir iletişim kurmanı sağlıyor, bunun için bir yol. Hem bedenine hem de şu an içinde olduğumuz bu ana erişmeni sağlıyor. Nefes, bedenin verdiği mesajları deşifre etmemiz için bir araç. Bedenin konuşmasına izin vermeliyiz. Konuşamayan beden psikosomatik hastalıklara da yol açabilir.
Her insanın nefesi de kendisi gibi özeldir. O yüzden doğru nefes diye bir teknik yoktur. Kesin olarak bildiğimiz bir şey var ki o da insanlar bilinçsizce nefesini tutuyor. Aslında nefes alma tanımı nefesi tutmakla alakalı. Kendimizden uzaklaştıkça nefesimizi tutarız. Endişeli ve stresli yaşam artık bir normal haline geldiğinden nefesimizi kontrol altında tutmamız da imkansızlaştı. Hatta nefes almayı unuttuk. İnsan ilk dünyaya geldiğinde ilk yaptığı şey nefes almaktır. O da karından alınan nefestir. Nefes almanın önemi yanında, nefesin sakinleştirmesi açısından en ilginç aşaması nefes vermektir. Bir değişim ajanı olma ve sinir sistemine cevap verme potansiyeline sahiptir. Duygularımızı serbest bırakmanın bir ifadesi de nefes vermektir. Yaşamınızda nefesinizin kontrolünü elinizde tutuğunuzda, bedeninizle de o kadar güçlü bir ilişki kurarsınız.
Sağlıkla kalın,
Natalie Garih
Yazar Hakkında;