News

Yeni Teknolojiler ve Yaşanabilir Bir Dünya

İnsanoğlu olarak bir yok oluşun eşiğindeyiz. Türümüz yok olurken beraberinde daha bir sürü canlıyı da sürükleyecek. Olağandışı iklim olayları, gıda yetersizlikleri, salgın hastalıklar ve savaşlar ile bir kıyamet senaryosu önümüzde sergilenmek üzere. Geçtiğimiz haftalarda tecrübe etmek zorunda kaldığımız orman yangınları, sel felaketleri ve erozyon gibi hayati sorunlar bu büyük filmden sadece bazı kesitlerdi. En acıklısı ise bu felaketin sorumlusu insanoğlunun ta kendisi, yani bizleriz.

Sürdürülebilir bir yaşamdan uzak olmamızın neticeleriyle boğuşuyoruz. Ekosistem bozuldukça, tüm canlılarla birlikte biz de her geçen gün daha çok zarar görüyoruz. Araştırmalar akıl almaz veriler ortaya koyuyor. Küresel iklim krizine karşı sürdürülebilir ve inovatif çevre teknolojileri geliştiren sosyal bir girişim olan Ecording’e göre, Dünya üzerinde 2,3 milyar insanın yaşadığı 1937 yılında, atmosferdeki CO2 oranı 280PPM’ydi ve yaban hayatın %34’ü zaten yok olmuştu. Hızla artan insan nüfusu ve çevreyle etkileşimi neticesinde, 2020 yılına gelindiğinde, insan nüfusu 7,8 milyara yükselirken atmosferdeki CO2 oranı 415PPM’ye ve yok olan yaban hayat oranı ise %65’e gibi inanılmaz bir sayıya ulaştı.

Bir diğer odak noktası ise iklimdeki değişiklikler ve buna sebep olan önlenemez sıcaklık artışı. İklim Değişikliği üzerine Hükümetler arası Panel’in (IPCC) raporuna göre, dünya sıcaklığının 2030’a kadar 1.5 °C artış göstermesini engellememizin bir yolu kalmadı. Ne yazık ki bu kritik bir sınırdı.

Çizdiğim bu iç bunaltıcı resme rağmen hala umut var. Bugünden itibaren harekete geçersek 2030’da söz konusu sıcaklık artışını 1.5 °C’de sabit tutmamız mümkün. Peki, bu niçin önemli? Eğer bunu başarabilirsek, yeni şartlara adapte olmamız kolaylaşacak. Ayrıca doğal kaynaklar, ekosistemler, bio-çeşitlilik, yiyecek temini, şehirler, turizm, karbon salınımı ile doğal afetlerin sıklığı ve şiddeti üzerindeki negatif etkilerden göreceğimiz zararı azaltabileceğiz. İşimiz zor olsa da imkânsız değil; insanlık hala mücadelesini sürdürüyor.

Çevre bilincini arttırmaya yönelik bir sosyal girişim olan “ecording”in kurucusu Mert Karslıoğlu’na göre, iklim değişikliğini durdurabilmemiz için geleneksel ağaç dikim yöntemlerinin ötesinde bir teknolojiye ihtiyacımız var. Karslıoğlu, Türkiye’ye geleneksel dikim yöntemlerinden tam elli beş kat daha hızlı olan “ecoDrone” teknolojisini bu ihtiyaca bir cevap olarak getirdiğini söylüyor. Daha detaylı bilgi için haberin tamamına bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Özgür Göndiken

Karbonhidrat Tüketimine Gizli Formül: Dirençli Nişasta

Karbonhidrat Tüketimine Gizli Formül: Dirençli Nişasta

DEVAMINI OKU