6 Adımla Daha Sürdürülebilir Bir Yaşam
İklim değişikliği olarak da adlandırılan küresel ısınma, karbondioksit gibi ısıyı tutan gazların atmosferde artmasıyla oluşan ve atmosfere salınan sera gazlarının neden olduğu düşünülen sera etkisinin sonucunda da, Dünya üzerinde yıl boyunca kara, deniz ve havada ölçülen ortalama sıcaklıklarda görülen artış nedeniyle dünyanın iklimin değişmesi olarak açıklanıyor.
Günümüzde iklim bilimcilerin hemfikir olduğu küresel ısınmanın etkilerini özellikle son zamanlarda tüm dünyada hissediyoruz. Rekor kıran sıcaklık dereceleri, yaz ortası ciddi hasarlar yaratan dolu yağışları, sel felaketleri, fırtınalar, yangınlar ve hortumlar. 10 sene önce buzulların erime tehlikesi bize çok uzak bir geleceği düşündürürken bugün bu felaketler bize zaman kavramını tekrar sorgulatıyor.
Durum o kadar ciddi bir hal aldı ki bilim insanları, hızla ilerleyen gidişat için dünyanın ortalama sıcaklık seviyesinin 2 derece daha artmaması gerektiğini şiddetle vurguluyor. Bu oran 2 derecenin üzerine çıktığında şu an bir nebze olsun kontrol edebildiğimiz mekanizmanın kontrolden çıkacağı ve çok büyük felaketlerin gerçekleşeceği öngörülüyor.
Hepimiz bir noktada ipin ucundan tutuyor ve bir şekilde bu iklim krizinin oluşuma katkı sağlıyoruz çünkü kömür, petrol ve doğal gaz tüketiyoruz. Bütün bu maddelerin tüketimi ciddi bir karbondioksit salınımına yol açıyor. Karbondioksit salınımı ise iklim krizinin %70’ini oluşturuyor..
Temele indiğimizde iklim değişikliği etik ve ahlaki bir sorun. Basit bir soru her şeyi değiştirebilir. “Sadece bir kişilik mi yaşıyorsunuz?” Aldığınız arabanın, içtiğiniz kahvenin, kullandığınız suyun, yaktığınız ışığın gerçekten ne kadar farkındasınız?
Yaşanabilir bir gelecek için sorumluluk almaya başlamanın tam zamanı. Günlük yaşamınızda yapacağınız ufacık bir değişiklik bile çok değerli. Durum karamsar görünse bile küresel ısınmayı engellemek ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için hala umut var.
Elektrik prizleri
Bir evde tahmini 10 adet elektrik prizi olduğunu ve bu prizlerin devamlı olarak elektronik cihazlara güç sağlamak için kullanıldığını düşünürsek, aktif olmasalar dahi ciddi miktarda enerji tüketimi meydana geldiği bir gerçek. Elektrik üretmek için fosil yakıtlar kullanıldığından hava kirleniyor, elektrik üretimi için kurulan HES’ler su kaynaklarımızın zarar görmesine sebep oluyor ve doğal yaşamı mahvediyor. Akşam yatmadan elektrikli aletlerin fişini çekmeyi unutmayın, kullanmadığınız şarj aletlerinin fişlerini çıkarın. Hem radyasyonu önlemiş hem de enerjiden tasarruf etmiş olursunuz.
Enerji tasarruflu ev aletleri
Elektronik bir ev aleti almadan önce ne kadar enerji kullandığına dikkat etmeliyiz. Düşük enerji tüketimi ile yüksek verim sağlayan ürünler bulmak mümkün. Örneğin buzdolaplarını ele alalım. A+++ bir buz dolabı C tipi bir buzdolabına göre daha maliyetli görünebilir ancak uzun vadede harcadığı elektrik yükünü düşündüğümüzde ay sonu ödemeleri ile bir yılda C buzdolabı için ödeyeceğiniz fiyat A+++ tipe göre iki kat artıyor. C sınıfı eski teknoloji bir buzdolabı senede 750 kWh enerji harcarken A+++ sınıfı bir buzdolabı senede 150 kWh enerji harcıyor. Araştırmalara göre Türkiye’de 20 milyon buzdolabı var. A+++ yerine C tipi buzdolabı kullanıldığında bir yılda çevreye verdiği zararı gidermek için 330 milyon ağaç dikilmesi gerekiyor.
Su tüketimi
Susuzluk söz konusu olduğunda aşağı yukarı hepimiz ne ile karşılaşacağımızın farkındayız. Aslında bu durumun yaşam üzerinde yaratacağı tahribat hayal edebileceğimizden de fazla. Öncelikle kullanılabilir suyun %70’i tarım alanlarında tüketiliyor. Böylece su problemi doğrudan gıda üretiminin azalması tetikliyor. Çok da uzak olmayan bir gelecekte bu üretimin ekonomik sorunları beraberinde getireceği öngörülüyor. Gıda üretiminin azalması ile fiyatlarda ciddi oranda artış bekleniyor. Biz ne yapabiliriz? Bir kişinin günlük su ihtiyacı 75 litre olmasına rağmen birçoğumuzun tüketim miktarı normalin çok üzerinde. Örneğin günde 350 litreyi bulabiliyor.
Hayatımızda yapacağımız minimal değişimler su tüketim miktarını ciddi oranda değiştirebilir.
-Duş süresini azaltın.
-Ellerinizi yıkarken dişlerinizi fırçalarken musluğu açık bırakmayın.
-Bulaşıklarınızı yıkarken leğen kullanın.
-Çamaşır makinesi tamamen dolmadan çalıştırmayın.
Alışveriş
Yeni çıkan trendler ve gösterişli parçalar her ne kadar bizi alışveriş yapmaya yönlendiriyor olsa da tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirmek gerekiyor. Çoğu zaman ihtiyaç doğrultusunda hareket edilmiyor. Sayısal verilere bakacak olursak, son 20 yıl içerisinde giyim ürünleri satışında %40 oranında artış gözlemlendi. Tabii tüm bu ürünlerin hazırlanması için 330.000 ton pamuk üretimi gerekiyor. İhtiyaç listesi yapabilmek sürdürülebilir bir tüketici olmanın başında geliyor. Doğa dostu alışveriş alışkanlıkları ve sürdürülebilir bir yaşam tarzı kazanabilmek için yapabileceklerinize
Sürdürülebilir Giyim ve Doğaya Saygı Duyan Bir Moda Anlayışı
yazımızdan ulaşabilirsiniz.
Et tüketimi
Araştırmalar hayvan yetiştiriciliğinin dünyadaki sera gazı emisyonlarının yaklaşık %15’ini etkilediğini gösteriyor. Bu oran, hava ve kara araçları trafiğinin yol açtığı sera gazı emisyonundan çok daha yüksek. Hayvanların sindirimi metan gazı oluşumuna yol açarken gübre üretimi de karbondioksit salınımına neden oluyor. Hayvancılıkta kullanılan fosil yakıtlar bu durumu ciddi anlamda tetikliyor. Hayvan yemi üretimi sırasında yok edilen ormanlar, ortaya çıkan sera gazlarına karşı gezegeni savunmasız bırakıyor. Et üretimi yüksek oranda su tüketimini de beraberinde getiriyor. 500 gram inek eti üretmek için yaklaşık 7 bin litre su tüketmek gerekiyor. Bu rakam buğday ve pirinç için kullanılanın 10 katı.
Bu konuda fark yaratmak için illa vejetaryen veya vegan olmak gerekmiyor. Et tüketimini yarıya indirmek bile karbon ayak izinin yüzde 40 azalmasına yardımcı oluyor.
Otomobil kullanımı
Günlük yaşamınızda yapabileceğiniz en büyük değişikliklerden biri otomobil kullanımını sınırlamak. Yürümek, bisiklete binmek ve toplu taşıma kullanmak hem hareket etme alışkanlığı kazanmanıza yardımcı olurken hem de iklim krizine yol açan başlıca nedenlerden birinini yaşamınızdan elime etmenize destek olabilir. Sanayileşmiş ülkelerde kişi başına düşen CO2 salınımı yılda 9,2 ton civarında. Otomobil kullanımından vazgeçmek bunun dörtte bir oranında azalması anlamına geliyor.
Yazar hakkında:
Alara Dolunay – Be People Editörü
Lisans Eğitimini Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri Bölümünde tamamlayan Alara Dolunay, ICM Turkey Dijital Pazarlama Ajansı proje müdürü asistanlığı ve Doğan Paksoy Galeri Genç Sanat Dergisi Yazarlığı stajlarını tamamladı. 2020 senesinde Sotheby’s Art Institute, Sanat Tarihi programına katıldı. Ocak 2021’den beri Be People bünyesinde Kreatif Editör konumunda çalışıyor.