Food

Pişirsek mi? Pişirmesek mi?

Her sene farklı besinler farklı beslenme türleri ortaya çıkıyor. Bir şekilde hepimiz mucizeyi arıyoruz ancak bu çeşitlilikte ideal bir formül yok, orası kesin. Herkesin beslenme biçimlerinin artıları ve eksilerini kendi bedeninde tanıması gerekiyor.

Sağlıklı beslenmenin yüzlerce alternatifi arasında kulağımızın fazlasıyla aşina olduğu çiğ beslenme konusunu ele alalım. Çiğ beslenmenin de diğer diyet tipleri gibi hem yeterli hem yetersiz olduğu noktalar var. Çünkü çiğ beslenme bazı besinler için gayet güzel bir tüketim biçimi iken bazı besinler için zarar oluşturabiliyor.

Kısaca çiğ beslenmenin faydaları ve yanlış bilinenlerine bir göz atalım.

Karşımıza çıkan en büyük artı vitaminler, çünkü farklı vitaminlerin yapıları gereği ısıya dayanıklılık oranı sürekli değişiyor. Isıya dayanıklı olmayan vitamin türleri pişirme sürecinde suda çözünüyor. Örneğin kısa bir kaynatma süresi uygulasanız bile B ve C vitaminlerinin birçoğunu kaybediyorsunuz. Yani bedeniniz için birinci dereceden önemli bu vitaminleri içeren antioksidanları çiğ tüketmeniz öneriliyor. Ama bu durumda bütün antioksidanlar çiğ tüketilmeli gibi bir algı oluşmamalı. Bazı antioksidan içerikleri ısı ile beraber artıyor. Beta karoten, lutein ve likopen özellikle pişirme ile potansiyeli artan antioksidanlar.

Bir diğer konu ise enzimler. Bazı araştırmacılar protein yapıda olan enzimlerin pişirme sırasında zarar gördüğünü ve bunun sindirimi kötü yönde etkilediğini iddia ediyor. Çiğ beslenmenin sindirim sistemini desteklediği savunuluyor. Bu iddialar tartışma konusu çünkü sindirim sistemimiz zaten yeterli mekanizmaya sahip ve sindirim sırasında pişirilmiş, pişirilmemiş her besin mide asidine maruz kaldığında zaten enzim özelliklerini yitiriyor. Yani çiğ beslenmeyi enzimler açısından değerlendirmek yanlış bir bakış açısı. Hatta çiğ beslenmenin kolay sindirim sağladığı fikrini tamamen elememiz gerekiyor. Neden mi? Açıklayalım…

Her maddeyi içerisindeki bağlar ile düşünün. Bu bağlar, maddeyi bir arada tutan ve özelliklerini koruyan yapılar. Besinlerdeki bağların bazıları pişirme sırasında kırılıyor. Böylece pişirilmiş besinler sindirim sırasında daha kolay parçalanıyor. Bolca parçalanan besin kolay sindirim demek oluyor.

Peki, zayıflatır mı? Sağlıklı mı?

Çiğ beslenmenin zayıflatma konusunda çok ciddi sonuçları yok ama zor sindirilmesiyle doygunluk hissi yarattığı ve lif alımını yükselttiği bir gerçek.

Sağlık için ise et gibi besinleri çiğ tüketmenin mümkün olmadığını biliyoruz. Yoğun D vitamini ve omega-3 kaynağı olan hayvansal besinleri düşünürsek yaşam için değerli besin öğelerini kaçırmış oluruz.

Neleri pişirelim?

  • Domates ve havuç ciddi düzeyde beta karoten ve likopen içerir. Bu besinleri pişirmek ise antioksidan kapasitelerini ve emilimi arttırır.
  • Mantar birkaç farklı kanserojen madde içerebilir. Bu kanserojen madde içeriği ise pişirilme sırasında ciddi şekilde azalır.
  • Fasülye ise çiğ tüketildiğinde ihtiva ettiği lektin adı verilen bir toksin ile size zarar verebilir. Pişirme lektin yapısını parçalayacaktır.
  • Ispanak birçok farklı mikro besin içerir. Bu mikro besinlerin daha iyi emilebilmesi için ise mutlaka pişirilmesi gerekiyor.

Neleri pişirmeyelim?

  • Turp içeriğinde bulunan folatın büyük kısmını pişirme sırasında kaybeder.
  • Brokoli ciddi miktarda C vitamini ve sülforaphan içerir. Bu iki besin öğeside pişirme esnasında ciddi şekilde kaybedilir.
  • Kırmızı biberde aynı şekilde oldukça geniş bir C vitamini havuzuna sahip.
  • Sarımsak içeriğindeki anti kanser bileşikler ile ciddi bir koruyucu. Bu bileşikler ise ne yazık ki ısıya dayanıklı değil.
  • Soğan kalp sağlığını koruyan ciddi elemanlar içerir. Ama diğer önemli ajanlar gibi bu besin öğeleri de ısıya dayanıksızdır.

Meraklısı için daha fazlası:

FITEKRAN

Dr. Can Çiftçi

Yazar hakkında:

Alara Dolunay – Be People Editörü

Lisans Eğitimini Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri Bölümünde tamamlayan Alara Dolunay, ICM Turkey Dijital Pazarlama Ajansı proje müdürü asistanlığı ve Doğan Paksoy Galeri Genç Sanat Dergisi Yazarlığı stajlarını tamamladı. 2020 senesinde Sotheby’s Art Institute, Sanat Tarihi programına katıldı. Ocak 2021’den beri Be People bünyesinde Kreatif Editör konumunda çalışıyor.

Alara Dolunay

Karbonhidrat Tüketimine Gizli Formül: Dirençli Nişasta

Karbonhidrat Tüketimine Gizli Formül: Dirençli Nişasta

DEVAMINI OKU