Neden Bize İyi Gelmeyen Gıdaları Tüketmeye Devam Ediyoruz?
Bağırsaklara yoğunlaşan Mayr terapisine, bu kritik organı doğru beslenmeyle sağlıklı tutmanın yollarını aramak için başlayan Christine Stossier’e göre çok çiğnemek ve vücudu yoran gıdalardan uzak durmak işin püf noktası.
Vücudumuzun iyi durumda olduğunu nasıl anlarız?
Her şeyin yolunda olduğunu belirleyen ilk faktör sağlığınızın yerine olmasından geçiyor tabii. Fakat bu kadarla sınırlı değil. Refah çok önemli çünkü insanlar genellikle “kan testlerim iyi ama kendimi iyi hissetmiyorum” diyebiliyor. Sadece fiziksel olarak değil, ruhsal yönden de büyük rol oynuyor.
Sağlıklı bir vücut için günlük hayatımızda uygulamamız gerekenler neler?
Öncelikle vücudun kendi dengesini kurabilmesi için yemek rutinini düzene sokmak. Öğünlerin her gün benzer saatlerde alınması ve vücudun yemek sonrası dinlenmesine izin verilmesi önemli. Vücudumuza yemekleri sindirmesi için vakit sağlamak, iyi ve verimli bir uyku düzenine sahip olmak, yeterli miktarda faydalı sıvı tüketmek vücudunuza yapacağınız iyiliklerin başında geliyor.
Çok çiğnemek hemen her konuşmanızda değindiğiniz bir konu...
Günde en azından üç kez beslendiğimiz için temelde iyi bir yemek kültürüne sahip olmak çok değerli. Yemek yerken her lokmayı 30 kere çiğnedikten sonra yutmalıyız. Birçok insan neredeyse çiğnemeden yutuyor, yediklerinin tadını alamıyorlar bile. Bununla birlikte, yemek yerken oturmak da fazlasıyla etkili. Ayak üstü veya hareket halindeyken yemek yemek vücudunuzu yoruyor. Hareket ettiğiniz an, sindirim için olmayan hormonlar aktive ediliyor, bu da asıl işlemin kalitesinin düşürüyor. Düşmandan kaçarken aynı anda yemek yiyemezsiniz.
Besin alerjileri ve kronik hastalıklar arasındaki bağlantı nedir?
Besin alerjileri veya uyumsuzlukları sızıntılı bağırsak sendromu (leaky gut) öncelikli olmak üzere, birçok şikayet ve hastalığın önünü açıyor. Sızıntılı bağırsak sendromuna sahip olduğunuzda, yediklerinizi doğru şekilde sindiremediğiniz için metabolizmanız düzgün çalışamıyor. Bu da vücutta kronik iltihaplanmalara sebep olabiliyor. Romatizma, diyabet ve otoimmün hastalıklar gibi kronikleşen rahatsızlıkların arkasındaki gizli mekanizma da çoğunlukla bu iltihaplanmalardır.
Günümüzde alerjileri tetikleyen yiyeceklerin sayısı daha mı fazla?
Yemek yedikten sonra kendinizi rahat hissetmiyorsanız, özellikle şişkinlik, yorgunluk, baş ağrısı ya da burun akması gibi şikayetleriniz varsa o öğün yedikleriniz alerjinizi tetiklemiş olabilir. Bunu destekleyen pek çok semptom var, ancak insanlar bunları genellikle göz ardı ediyor.
Mayr tedavisinin de desteklediği fasting (uzun aralıklarla yemek yemek) konusuna gelecek olursak, bu beslenme biçiminin ne gibi faydaları var?
Fasting, vücut için de çok faydalı. Vücudunuza nefes alabileceği bir dönem sağlıyor fasting. Bu süreçte, sindirim sisteminizin randımanlı çalışmasına gerek kalmıyor, bağırsaklarınızın arınmak için fırsatı oluyor. Ağırlık hissinden kurtulmuş oluyorsunuz, size enerji vermek yerine yoran ve şişkinliğe sebep olan besinlerin de farkına varma şansı buluyorsunuz. Katı gıdalardan uzak durarak, vücuda sadece sıvı almak, sistemin kendisini temizlemesine ve yenilemesine olanak tanır. Fasting’i bünyeye bir nevi "restart" atmak (sistemi yeniden başlatmak) gibi düşünebilirsiniz.
12-14-16 saate varan açlık rejimi ”intermediate fasting" için ne düşünüyorsunuz?
Benim desteklediğim bir beslenme biçimi. Bu fasting modelinde vücuda aldığınız besin oranını düşürüyorsunuz, ki bu da öğün sayısını azaltmaktan geçiyor. Fakat hangi öğünleri azalttığınız önemli. Günde alacağınız iki öğün, öğle ve akşam yemeği değil, kahvaltı ve öğle yemeği olmalı. Akşam geç saatte yediğiniz yemeğin size yarardan çok zararı var.
Günümüzde insanlar çok fazla ve çok sık yiyorlar. Asıl yapılması gereken ise iki buçuk öğün yemek. Buçuk olan kısmının akşam yemeği olduğunu da belirteyim. Geç saatte ve çok yemek vücudun ritmini sekteye uğratıyor. Ayrıca, akşamları çiğ herhangi bir şey yememeniz de önemli. Mayr tedavisinde çiğ besin yok. Çiğ gıdaları sindirmek sisteminiz için son derece yorucu.
Auto-Intoxication/Otointoksikasyon sistemimizi bilinçsiz olarak fazla yorduğumuzda ortaya çıkıyor değil mi?
Auto-Intoxication, sisteminizin, kapasitenizin üzerinde yediğinizde ya da bünyenize iyi gelmeyen besinler tükettiğinizde sindirmekte zorlandıklarıyla baş etme biçimi. Auto-Intoxication sindirim sırasında salgılanan toksinlerin birikimi sonucu oluşan zehirlenmeye deniyor. Metabolizma kendi kendine zarar veriyor. Vücudun kendine gelmesi saatler sürebiliyor. Bu vücudun isyanıdır aslında. O size neyin iyi geldiği, neyin gelmediğiyle ilgili sinyalleri her zaman verir. Bizim yapmamız gereken tek şey kendimizi dinlemek.
Photo Credit: Sheri Silver
Bu yazıda ifade edilen görüşler, alternatif çalışmalara ışık tutmak ve bu çalışmalar hakkında konuşmayı teşvik etmek için yazılmıştır. Yazılar hekimlerin tavsiyelerini bir ölçüde içeriyor olsa bile, sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu yazı; profesyonel tıbbi tavsiyenin, teşhisin ve tedavinin yerini alamaz.
Yazar hakkında:
Aslı Germen - Bütünsel Beslenme Yaşam Koçu ve Yoga Eğitmeni
Bütünsel beslenme sağlık koçluğu ve yoga eğitmenliği alanlarında uzman sertifikasına sahip olan Aslı Germen, ev yemekleri pişirmeye ve doğaya tutkulu.