İçeriğe geç

Alışveriş sepeti

Sepetiniz boş

Makale: Her Sofrada İstisnasız Yer Alan Tuz!

Her Sofrada İstisnasız Yer Alan Tuz!
Beslenme

Her Sofrada İstisnasız Yer Alan Tuz!

7’den 70’e öğünlerin vazgeçilmez bir parçası olan tuz hakkında aslında ne biliyoruz? Bu besin sağlığımız için gerçekten ne ifade ediyor?

Marketlerde yer alan yüzlerce tuz çeşidi arasında doğru seçimi yapabilmek gerçekten zor. Hayatımızda büyük bir alana sahip olan bu besin, şeker ve un ile birlikte üç beyazdan biri olarak anılıyor.

Kısaca özetleyelim.

Beden, hücrelere enerji üretmek, hareketlendirmek ve sinyal iletmek için minerale ihtiyaç duyar. Bunların yanı sıra mineraller, hücreler ve dokulardaki su dengesinin sağlanmasında ve kemiklerin yapısında hayati önem taşır.

Mineraller, tükettiğimiz besinlerde doğal olarak yer almasına rağmen yeterli miktarı tam olarak alamayız. Bu nedenle diyete farklı mineral kaynakları eklemek gerekir.

Bu noktada ‘’tuz tüketmek zararlıdır’’ gibi söylemler sizce de kulağa anlamsız gelmiyor mu? Tuz, beden için birinci derece önem taşıyan bir madde ve sadece ne oranda tüketildiğine dikkat etmek gerekiyor. Bazen yediklerimize tat veren en iştah açıcı eleman haline geliyor. E tabii böyle olunca ipin ucu kaçabiliyor.

Sağlıklı kişiler (besinlerin içinde doğal olarak bulunan tuz bileşimleri hariç tutulduğunda) günde 8-15 gram arası tuz tüketmeli yani bu da hemen hemen 2-3 çay kaşığı tuza denk geliyor.

Miktarı kadar tüketilen tuz çeşitlerini de atlamamak gerek ki bu gerçekten de değinmemiz gereken en önemli ayrıntılardan biri.

Beraber listeleyerek kolaylaştıralım.

Sofra Tuzu / Rafine Tuz

Aslında kimyasal işlem görmüş tuz olarak da açıklayabiliriz. Doğal kaynak tuzu rafine işlemi sırasında yüksek sıcaklığa maruz kalır, ısıl işlem tuzun kristal yapısını bozar ve farklı bir molekül yapısına geçmesine neden olur. Sofra tuzunun çok küçük parçalardan oluştuğunu biliyorsunuz. İşte bu parçaların yapışmasını ve topraklanmasını önlemek için birçok farklı kimyasal ekleniyor. Özellikle bu kimyasalların arasında alüminyum fazlasıyla yer alıyor. Üstelik alüminyum, nörolojik hastalıkları tetikleyen bir etken, bunu da unutmamak gerekiyor.

Son olarak sofra tuzunun çok fazla sodyum içerdiğini belirtelim. Bu değer, diğer tuzlardan neredeyse %97 daha fazla.

Deniz Tuzu

Bir diğer seçenek deniz tuzu, deniz suyunun buharlaştırılması veya deniz üzerindeki minerallerin süzülmesi ile üretilir. Deniz tuzu, sodyum ile beraber çinko, magnezyum ve demir gibi yüksek oranda eser elementler içerir. Buraya kadar sağlıklı görünse de denizlerin her geçen gün kirlendiğini ve bundan dolayı içeriğindeki tuzun da etkilendiğini unutmayalım. İçerisinde hormonal bozukluklara yol açabilecek plastik kalıntılarına rastlanabiliyor. Emin olduğunuz bir markanın deniz tuzu çeşitlerini tercih edebilirsiniz.

Himalaya Tuzu

Son zamanların favorisi pembe renkli Himalaya tuzu, tüm tuz çeşitleri içerisinde en fazla mineral içeriğine sahip türlerden biri. 60’tan fazla farklı mineral çeşidi içerir ve tuz yatağının çok eski olmasından dolayı kirlenme riski oldukça azdır. Pembe renk, bu minerallerin oksitlenmesinden kaynaklanır. Bu güzel toz pembe renginin değerini bilmek gerek.

Kaya Tuzu

Himalaya tuzu da aslında bir kaya tuzu türevi. Ancak nereden geldiğine ve güvenilir bir marka olup olmadığına dikkat ederek içeriğini kontrol etmek gerekiyor. Zararlı kimyasallarla temas etmediğinden emin olmak lazım ve bunu anlamak çok kolay olmayabilir.

Meraklısı için daha fazlası:

Dr. Can Çiftçi – Fitoterapi Uzmanı

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olan Dr. Can Çiftçi, 2013 yılında fitekran.com’u kurdu. Obezite, onkoloji beslenmesi, fitoterapi, sporcu sağlığı, nadir hastalıklar, fonksiyonel tıp ve patofizyoloji alanında çalışmalar yürüten Çiftçi’nin, Ketofasting: Ketojenik Beslenme ve Aralıklı Oruç isimli kitabı, 2019’da okuyucularla buluştu. Dr. Can Çiftçi, fitoterapi uzmanı ve danışman hekim olarak kendi kliniğinde hizmet vermeye devam ediyor.

FITEKRAN

Yazar hakkında:

Alara Dolunay – Be People Editörü

Lisans Eğitimini Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri Bölümünde tamamlayan Alara Dolunay, ICM Turkey Dijital Pazarlama Ajansı proje müdürü asistanlığı ve Doğan Paksoy Galeri Genç Sanat Dergisi Yazarlığı stajlarını tamamladı. 2020 senesinde Sotheby’s Art Institute, Sanat Tarihi programına katıldı. Ocak 2021’den beri Be People bünyesinde Kreatif Editör konumunda çalışıyor.

Read more

En Değerli Antioksidan: Glutatyon
Beslenme

En Değerli Antioksidan: Glutatyon

Yaşadığımız yüzyılda insan ömrü uzadı. Dolayısıyla bu süreyi daha da uzatabilmek ve hastalıklardan korunmak için pek çok yöntem merak konusu haline geldi. Bir yandan da sürekli maruz kaldığımız kim...

Daha fazlasını oku
Enerjinizi Yükseltmenize Yardımcı Olacak 14 Besin
Yazar: Büşra Türkmen

Enerjinizi Yükseltmenize Yardımcı Olacak 14 Besin

Gün içerisinde enerjimizi yükseltmeye ihtiyaç duyduğumuz birçok an yaşıyoruz. Bazen dışarıda çok yoğun işlerimiz olduğunda bazen ise üretmek ve güne devam etmek için enerjimizi artıracak çözümler a...

Daha fazlasını oku