Yaşadığımız yüzyılda insan ömrü uzadı. Dolayısıyla bu süreyi daha da uzatabilmek ve hastalıklardan korunmak için pek çok yöntem merak konusu haline geldi. Bir yandan da sürekli maruz kaldığımız kimyasallarla temiz beslenmek neredeyse imkansız. Bu nedenle hormonal bozukluklar ve erken yaşta kanser gibi pek çok sorun ortaya çıkabiliyor.
Bu yazıda bahsedeceğimiz sağlıklı ve kaliteli yaşamın en büyük destekçilerinden biri glutatyon işte bu noktada devreye giriyor.
Sahip olduğumuz en değerli maddelerden biri glutatyon ne işe yarar?
Glutatyon, sisteine, glisin ve glutamin aminoasitlerinden oluşan ve vücutta doğal olarak bulunan küçük bir molekül. Kanser, kalp-damar hastalıkları ve bunama gibi birçok kronik hastalığın önlenmesinde büyük öneme sahip.
Detaya inecek olursak bu tip hastalıkların oluşumunda serbest radikaller ve oksidatif stresten söz etmek gerekir.
Öncelikle, oksidatif stres nedir?
Oksijen, insan yaşamı için en önemli olgulardan biri. Vücudumuzun mekanizması sonucu oluşan bazı reaktif oksijen molekülleri zararlı serbest radikaller olarak adlandırılır.
Oksidatif stres, aslında hücrelerimizin zarar görmesine sebep olan oksitleyici yani “paslandırıcı” maddelerin ortaya çıkmasıdır. Örneğin, bedeninizi bir fabrika olarak düşünün. Üretim sonucunda ortaya çıkan bazı çöpler olduğunu ve bu çöplerin yaramaz serbest radikaller olduğunu hayal edin. Yaramaz olarak adlandırılmasının sebebi, serbest radikallerin sürekli hücrelere sataşması ve hücre duvarını bozarak hücreleri yaşlandırıp mutasyona uğratması.
Antioksidanlar ise bu hücreleri koruyan, serbest radikallerin verdiği zararlı önleyen en önemli etken. Antioksidanlar ve serbest radikaller vücudumuzda dengede ve uyum içinde var olabilir. Glutatyon vücudun en önemli ve en güçlü antioksidanlarından biri olup, vücuttaki serbest radikallerle savaşarak oksidatif stresi azaltır. Unutmayın, antioksidanların çoğu yediğiniz gıdalarda bulunurken glutatyon vücudunuz tarafından üretilir. Vücudunuzda glutatyon seviyesinin azalmasının kötü beslenme, stres ve enfeksiyon gibi birkaç nedeni var. Özellikle bu seviyenin yaş ilerledikçe azaldığını da belirtmek gerek.
Tüm bu nedenler yüzünden glutatyon ve antioksidan seviyesini dengede tutmak sağlığımız için gerçekten önemli. Peki, doğal yollarla bu seviyeyi nasıl artırabiliriz?
Kükürt zengini gıdalar
Kükürt, birçok bitki ve proteinli gıdada doğal olarak bulunan önemli bir mineraldir. Brokoli, brüksel lahanası, karnabahar ve lahana gibi sebzeler yüksek derecede kükürt kaynağı olarak bilinir. Bununla beraber sarımsak, arpacık soğan ve soğan gibi besinlerin ise sülfür içeren bileşiklerinden dolayı glutatyon seviyelerini yükselttiği araştırmalarda ortaya çıkmıştır.
Selenyum elementi
Vücudun glutatyon üretimi ve geri dönüşümünde selenyum önemli bir elementtir. Brezilya fındığı, ıspanak, pisi balığı, sardalya, yumurta, süzme peynir ve kahverengi pirinç, selenyum zengini gıdalar arasında yer alır.
C vitamini takviyesi
Suda çözünebilir özelliği olan C vitamini, özellikle meyve ve sebzeler olmak üzere çeşitli yiyeceklerde bulunur. Aynı zamanda, hücrelerinizi oksidatif hasardan korumak için bir antioksidan olarak çalışır, vücudun glutatyon da dahil olmak üzere diğer antioksidanları tedarik etmesini sağlar. Kivi, çilek, kırmızı ve yeşil biber gibi C vitamini açısından oldukça zengin olan narenciye çeşitlerini tüketmek yardımcı olabilir.
E vitamini desteği
E vitamini de glutatyon için önemli bir antioksidandır. E vitamini, C vitamini ile birlikte glutatyonun geri dönüşümüne yardımcı olur. E vitamini bakımından zengin besinler tüketmek için tatlı patates, badem, ıspanak, avokado, ayçiçeği, balkabağı ve zeytinyağı tercih edebilirsiniz.
Zerdeçal özü
Hint mutfağının gözde baharatı zerdeçal, birçok tıbbi alanda kullanılır. Yapılan araştırmalara göre zerdeçalın ana bileşeni kurkumin, glutatyonun yeniden üretilmesine ve glutatyon üreten enzimlerin aktive edilmesine yardımcı olur.
Düzenli egzersiz
Egzersiz yapmanın hem fiziksel hem de ruhsal olarak pozitif etkilerini görürüz. Son araştırmalar egzersizin, özellikle glutatyon olmak üzere, antioksidan seviyelerini koruma ve artırmada yardımcı olduğunu gösteriyor. Özellikle ağırlık ve kardiyo kombinasyonu glutatyon seviyelerinizi daha çok artırabilir. Bu egzersiz sistemini dengeli bir beslenme düzeniyle desteklemek de bir o kadar önemli.
Yeterli uyku
Sağlıklı uyku çok önemli!
Çok fazla uyumak veya az uyumak sağlıklı bir uykunun göstergesi olmayabilir. Aksine kalitesiz bir uyku, oksidatif strese ve hormon dengesizliklerine neden olabilir. Birçok araştırma, kronik uyku eksikliğinin glutatyon düzeylerini azaltabileceğini gösteriyor.
Kısaca derleyecek olursak glutatyon, bedenimiz için birinci dereceden önem taşıyan bir molekül. Ayrıca, vücut tarafından doğal olarak üretilen ve çeşitli besin kaynaklarında da yer alan güçlü bir antioksidan. Ne yazık ki beden yaşlanma, yetersiz beslenme ve hareketsiz bir yaşam tarzı gibi etkenlerle glutatyon seviyesini koruyamıyor. Fiziksel aktiviteyi artırmak, yeterli uyumak ve dengeli bir beslenme tarzını benimsemek glutatyon seviyesini korumaya yardımcı oluyor.
Meraklısı için daha fazlası:
Prof. Dr. Serdar Akgün
FITEKRAN / Dr. Can Çiftçi
Yazar hakkında:
Alara Dolunay – Be People Editörü
Lisans Eğitimini Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri Bölümünde tamamlayan Alara Dolunay, ICM Turkey Dijital Pazarlama Ajansı proje müdürü asistanlığı ve Doğan Paksoy Galeri Genç Sanat Dergisi Yazarlığı stajlarını tamamladı. 2020 senesinde Sotheby’s Art Institute, Sanat Tarihi programına katıldı. Ocak 2021’den beri Be People bünyesinde Kreatif Editör konumunda çalışıyor.