Beauty

Kozmetikte Geçmişe Dönüş: Bitkisel Yağlar

Cildimize yağ sürme fikri ilk başta garip gelebilir, özellikle yüzümüze. Ama birkaç sene önceye kadar güzellik rutinlerinde o kadar da popüler olmayan bitkisel yağlar, yakın zamanda çoğumuzu esnek ve sağlıklı bir cildin anahtarı olduklarına ikna etti. Lekeler? Siyah noktalar? Şiddetli dehidrasyon? Görünüşe göre tüm bunlara iyi gelen bir yağ var; ama nereden başlamalı?

Cildimizi beslemek ve yenilemek için doğal yağlardan yararlanmamız aslında modern bir fenomen değil. Hindistan’da Ayurveda ile uğraşan şifacılar, tedavi amaçlı kullandıkları tarçın, zencefil, mür ve sandal ağacı dahil 700'den fazla bitkiyi yüzyıllar önce listeledi. Eski Mısırlılar, mumyalama işleminde ve günlük yaşamda dini ritüellerde, tıbbi amaçlarla, makyaj ve banyo yaparken çok çeşitli bitkilerden ve bu bitkilerin yağlarından yararlandılar. Bitkilerin kokulu kabukları, yaprakları, sapları, kabukları ve kökleri; toz, tablet, tütsü ve parfüm yapmak için kullanıldı. Antik Yunan’da ise modern tıbbın öncüsü Hipokrat, yüzlerce bitki özünü ve vücudun doğal iyileşme sürecini nasıl tamamladıklarını araştırdı.

19. yüzyıl boyunca, birçok esans daha önce hiç olmadığı kadar bilimsel olarak kategorize edildi. 20. yüzyıl Fransa’sında kimyager Gattefossé, kitabı Aromatherapie’de esansiyel yağlar emildiğinde vücudun kimyası ile pozitif etkileşime girdiğini keşfetti. Fakat petrol bazlı kremlerin ortaya çıkmasıyla 20. yüzyılın başlarında gelişen kozmetik endüstrisi, yağları bir süreliğine de olsa geri plana itti. Ta ki, bugüne kadar.

Modern aromaterapi trendi, bu altın sıvıların kusursuz bir yüz için tek çözüm olduğu konusunda epey ikna edici. Ancak bazı yağlar gerçekten etkili olmasına rağmen, yağların dünyasını anlamak ve ihtiyaca uygun çözümler geliştirmek için iyi araştırma yapmak ve uzmanlardan destek almak şart. Peki bu dünyanın derinlerine dalmadan önce bilmemiz gereken temel kavramlar neler?

Uçucu yağlar

Uçucu yağlar, bitkilerde bulunan kokulu esanslardan yapılıyor ve binlerce yıldır farklı amaçlarla kullanılıyorlar. Bu yağlar, cildin koruyucu bariyerini güçlendirmeye ve pürüzsüzleştirmeye yardımcı yağ asitleri, vitaminler ve antioksidanlar açısından çok zengin. Örneğin, karanfil ve çay ağacı uçucu yağı; doğal olarak antimikrobiyal, mantar önleyici, antiseptik, antiviral ve anti-bakteriyel özellikte. Sandal ağacı ve lavanta uçucu yağı ise ciltteki yaralara ve kızarıklığa karşı etkili. Dikkat etmemiz gereken şey ise esansiyel yağların ciltte tahrişe sebep olma ihtimali. Dolayısıyla, bu yağların asla doğrudan cilde uygulanmaması gerekiyor.

Taşıyıcı yağlar

Baz veya sabit yağlar olarak da bilinen taşıyıcı yağlar; bir bitkinin tohumlarından, çekirdeklerinden veya kabuklu yemişlerinden elde edilen bitkisel yağ olarak tanımlanıyor. Bazıları kokusuz olsa da, çoğu taşıyıcı yağın tatlı ve ceviz ya da fındığa benzer hafif bir kokusu var. Direkt olarak cildimize süremediğimiz uçucu yağları seyreltmek veya uçucu yağ karışımları üretmek için kullanılıyorlar. Bazı yağlar tek başına cilde sürmek için uygun değil; bu nedenle doğru yağları doğru oranlarda karıştırmak cildiniz için en iyi sonucu veriyor.

Taşıyıcı yağ kullanmadan önce ilk dikkat etmeniz gereken şey ise yağın kalitesi. Temiz ve yüksek kalitede bir yağ kullanmak için yağın organik, soğuk preslenmiş ve rafine edilmemiş olması tavsiye ediliyor.

Meraklısı için daha fazlası:

    1. https://www.ikigaiglobal.com/articles/oil-slick/
    2. https://www.cosmeticsandtoiletries.com/formulating/category/natural/Keeping-with-Tradition-Essential-Oil-History-Use-and-Production-A-Review-511922692.html
    3. https://www.oilixiaskincare.com/blog/oilixia-origins/essential-oils-brief-history/
    4. https://www.medicalnewstoday.com/articles/321639#what-is-a-carrier-oil
    5. https://www.healthline.com/health/carrier-oil

Bu yazıda ifade edilen görüşler, alternatif çalışmalara ışık tutmayı ve konuşmayı teşvik etmeyi hedefler. Yazara ait olan bu görüşler, Be People’ın görüşlerini yansıtmak zorunda değildir ve hekimlerin ve doktorların (tıp doktorlarının) tavsiyelerini bir ölçüde içeriyor olsa bile, sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu yazının; profesyonel tıbbi tavsiyenin, teşhisin ve tedavinin yerine geçmesi hedeflenmemiştir ve özel bir tıbbi tavsiye için buradaki bilgilere güvenilmemelidir.

Yazar hakkında:

Deniz Şenliler – Be People Yayın Koordinatörü

Lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde tamamlayan Deniz Şenliler, İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültürel İncelemeler Bölümü'nde yüksek lisans eğitimi alıyor. Editörlüğe 2012 yılında BÜMED Boğaziçi Dergisi'nde başlayan Şenliler; bugüne kadar Artful Living ve Zero Istanbul gibi yayınlarda editörlük; Sinefil, Istanbul Art News, Great Art Istanbul, Istanbul '74 A Journal, Kale Unicera Magazine ve Kolektif House Komag gibi yayınlarda freelance yazarlık yaptı, BÜMED Boğaziçi Dergisi ve Assembly Journal’ın yayın koordinatörlüğü üstlendi. 2018 Eylül ayından bu yana Dükkan Creative’de içerik yöneticisi olarak çalışan Şenliler; şimdiye kadar Niche Istanbul, Kutnia, Assembly Buildings sosyal medya hesaplarında içerik üretti; Be People Blog ve sosyal medya hesaplarında ise hala görevini sürdürüyor.

Karbonhidrat Tüketimine Gizli Formül: Dirençli Nişasta

Karbonhidrat Tüketimine Gizli Formül: Dirençli Nişasta

DEVAMINI OKU