İçeriğe geç

Alışveriş sepeti

Sepetiniz boş

Makale: Aslıhan Koruyan Sabancı ile İyi Yaşamın İzinde!

Aslıhan Koruyan Sabancı ile İyi Yaşamın İzinde!

Aslıhan Koruyan Sabancı ile İyi Yaşamın İzinde!

Sağlıklı yaşam ve beslenme üzerine hazırladığı kitapları ile bizlere ilham kaynağı olan Aslıhan Koruyan Sabancı ile gerçekleştirdiğimiz tatlı sohbetimiz.

Aldığınız aşçılık eğitimi ile sağlıklı yaşam tarzını bir araya getirme fikri nasıl ortaya çıktı?

Aslında sağlık konusu bana hiç de yabancı değil. Size biraz özgeçmişimden bahsedersem konu daha netleşecek diye düşünüyorum.
Yüksek öğrenimime İstanbul’da Boğaziçi Üniversitesi’nde Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünde başladım, sonrasında A.B.D. Texas A&M Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nü bitirdim. Daha sonra İtalya’da SDA Bocconi Üniversitesi’nden ve New York Cornell Üniversitesi “Johnson Business School of Management”dan İşletme Master’ı (MBA) dereceleri aldım. Mezuniyet sonrası kariyerime 1998 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde Sağlık sektöründe dünya lideri olan Johnson & Johnson Family of Companies, Medical Devices and Diagnostics bölümünde Ethicon ve Ethicon Endo-Surgery şirketlerinde New York, New Jersey, Cincinnati ve İstanbul’da 5 yıl satış ve pazarlama konusunda üst düzey yöneticilik yaptım, 2003 yılında Sedes Holding’e kurucu ortak ve yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak geçtim, halen aile şirketimiz olan Sedes Holding’de başkan yardımcısı olarak görev yapıyorum.

2006 yılında glüten başta olmak üzere 77 besine olan gıda hassasiyetimi öğrendikten sonra bana hiç de yabancı olmayan ve yıllarca eğitimini aldığım ve çalıştığım sağlık alanına geri döndüm ve bu alanda gıda hassasiyetini nedenleri ve olası çözümleri ile ilgili pek çok diploma programını ve bunun yanı sıra merak ettiğim programları da tamamladım.

Bu programlar:
Cornell Üniversitesi’nin “Financial Management - Finans Yönetimi” (2004), “Master Certificate in Essentials of Hospitality Management-Otel Yönetimi Master Derecesi” (2006), “Master Certificate in Foodservice Management-Restoran Yönetimi Master Derecesi” (2008), “Hospitality Marketing-Otel Yönetimi ve Pazarlama Teknikleri” (2008) “Plant Based Nutrition - Bitkiler Gıdalar ve Beslenme” (2009) “Digital Photography- Dijital Fotoğrafçılık” (2021) “Wellness Counseling- Sağlık Danışmanlığı” (2021), “Nutrition and Healthy Living-Sağlıklı Yaşam ve Beslenme” (2021) “Business Law-İş Hukuku” (2021), “Wines of France - Fransız Şarapları” (2021), "Medicinal Plants-Şifalı Bitkiler", Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesinden Genetik, İmmünoloji, Farmakoloji, Fizyoloji ve Biyokimya derslerini içeren HMX Fundamentals (2021)

Benim araştırmalarıma ve eğitim programlarına başladığım yıllarda arada ülkemizde glütensiz beslenme ve gıda hassasiyeti üzerine hiç kaynak kitap olmadığından Türkiye’deki ilk glütensiz yemek kitabı ve Dünya’daki Türk mutfağı üzerine yazılmış ilk glütensiz yemek kitabını yazdım. Aslında bu bir yemek kitabından da öte, içerisinde çölyak hastalığı, gıda hassasiyeti, besin alerjileri, nedenleri ve çözümleri, sağlıklı bir bağışıklık sistemi için neler yapılması gerektiği gibi bilgilerin yanı sıra her menüye özel A,C,D,B Vitaminleri, Niasin, Folik Asit, Çinko gibi antioksidan değerlerinin hesaplandığı analiz ve tabloların içerdiği bir kaynak kitap oldu ve 2012 yılında Paris’te World Gourmand Cookbook Awards tarafından Dünyanın Sağlık ve Beslenme Konusunda En İyi Yemek Kitabı ödülünü ülkemize kazandırdı.

Hayatta sizi en çok ne motive eder?

Beni iyilik, huzur ve mutluluk motive eder.

Ünlü filozof Aristo Edamonyasında Mutluluğu şu şekilde tarif etmiş: “Mutluluk bize bağlıdır.” Bu kapsamda bizi motive eden şeyler de bize bağlıdır. Her zaman yarın gerçekleştireceğimiz hayalleri bekleyerek bugün etrafımızda gerçekleşin minik mucizeleri görmezden gelmemeliyiz.

Eudaimonia’nın Latin kök anlamı “eu=iyi” “daimon=ruh”tur. Kısacası mutluluk güzel, iyi ruhlu olmaktır” demiş aslında Aristo. İyi ruhlu insanı en minik güzellikler ve pozitif enerjiler motive eder.

Aristo’nun Edamonyası, benim de mutluluğa bakış açımı yansıtıyor aslında. İyi huylu ve güzel ruhlu olmak en büyük zenginlik ve mutluluktur.

Sağlıklı yaşam ve beslenme üzerine yazdığınız kitaplar ile dünyanın en iyileri arasına girmeyi başardınız. Bu kitaplarla insanların hayatına nasıl dokunmayı hedefliyorsunuz?

Kitaplarımı bütün okuyucularıma şifa ve mutluluk getirmesini umut ederek hayata geçirdim. Sağlık konusuna bütüncül bir yaklaşım ile yaklaşmak, sağlıklı beslenmenin yanı sıra ruh ve beden sağlığımıza da odaklanmak, sağlıklı beslenme bilincini yediden yetmiş yediye yaymak, reçetelerim ile sağlık ve şifa konusunda bildiklerimi okuyucularımla paylaşarak faydalı olabilmek…

‘’Doğanın Terapötik Reçeteleri’’ kitabınız adeta bir şifalı öğretiler sözlüğü! Bu konudaki tutkunuz nasıl başladı?

Gıda hassasiyetime çözüm aramaya başladığım 2006 yılından beri çeşitli üniversitelerden pek çok eğitim programı tamamladım, kitaplar okudum, bilim insanı ve akademisyenler ile sohbet ettim. Aldığım tüm eğitimlerde okuduğum tüm kitaplarda tabiatın şifa gücüne bir kez daha hayran kaldım.

Doğanın bize sunduğu şifayı takdir etmek, doğa ve evrenle ilgili bilgi birikimini ve şifalı uygulamaları nesilden nesile aktarmak, bio çeşitlilik konusunda farkındalık yaratmak için “Doğanın Terapötik Reçeteleri” kitabımı yazmaya karar verdim. Kitabımda sadece şifalı taşlar ve şifalı bitkilere değil, 13 yıldır her gün uyguladığım ve beni sırt, boyun ve siyatik ağrılarından kurtaran, Yogaya. Neti Pot, Meditasyon, Nefes terapisi gibi Ayurvedik terapilere de yer verdim. Sağlık, beden, zihin ve ruh birlikte çalıştığında var olur. Sağlıklı beslensek bile, zihin ve ruh sağlığımız iyi değilse, tamamen iyileşemeyiz.

Antik çağlardan beri destan, mitoloji, şiir ve sanat yoluyla nesiller boyu aktarılan bilgi hazinesi, binlerce yıldır Ayurveda ve Çin tıbbında kullanılan terapiler, günümüz modern tıbbına ışık tutmuştur. Şifalı bitkilerle yapılan tedaviler günümüz kültür mirasının bir parçasıdır.

Ülkemiz coğrafi olarak dünyadaki bio çeşitlilik konusunda zengin bir bölgede yer alıyor. Bio çeşitlilik neden önemli? Çünkü bizim nasıl etnik kökenimiz varsa bitkilerin de etnik kökenleri var. Bitkiler tehlike anında bizler gibi kaçamazlar, kendilerini savunmak için kimyayı kullanırlar. Böcek ve haşerelere, susuzluğa, fazla güneşe, yanında ekilen diğer bitkilere karşı kendilerini savunmak için bileşenler geliştirirler. Bu bileşenler onbinlerce yıl evrimleşme sonucu ortaya çıkar. Bizler de bu kimyayı kullanarak kendi hastalıklarımıza şifa buluyoruz.

Bu bitkilerin şifalı olup olmadığını anlamak için atalarımız yüzyıllarca deneme yanılma yöntemini kullanmışlar, bu bitkilerin kullanımı mitoloji, destan, şiir gibi yollarla nesilden nesile aktarılmıştır. Bizim kültürümüzde de topraklarımızda yetişen bitkilerimiz ile ilgili pek çok destan bulunur.

Ülkemizde yapılan Coğrafi işaretler ve sürdürülebilirlik çalışmaları ile pek çok bitki, meyve ve sebzemiz koruma altına alınmaktadır.

Günlük hayatınızda nasıl bir rutininiz var? Sağlıklı ve doğaya saygılı bir yaşam adına tavsiyeleriniz neler olurdu?

Çalışmak, araştırmak, okumak, yeni eserler yaratmak, beni dinç tutuyor. İnsanın zihni genç ise bu tüm ruhuna ve bedenine yansıyor.

Sabahları erken kalkarım, her gün yoga yaparak çalışmalarıma başlarım. Fırsat buldukça sporu da hayatımdan eksik etmemeye çalışırım.

Sağlıklı ve doğaya saygılı bir yaşam sevgi ile başlar, tabiatı, doğayı hayvanları sevip koruyup kollamamalıyız. Küresel ısınmanın yol açtığı ve hızlıca tükenen su ve doğal kaynaklarımızı, bio çeşitliliği korumak adına kaynaklarımızı tutumlu kullanmalı, geri dönüşüme önem vermeli, geri dönüşümü olmayan malzemeleri kullanırken bir daha düşünmeliyiz. Kesinlikle tabiata çöp atmamalıyız, atılan çöpleri ivedilikle toplayıp tabiatın kendi dengesini bulmasını desteklemeliyiz.

Kendi mutfağınızda izlediğiniz olmazsa olmaz kurallarınız neler?

Evimde pişirdiğim yemeklere ve özellikle çocuklarımın beslenmesine çok özen gösteririm. Besinlerde çeşitlilik benim için çok önemlidir, çünkü her bir besin gurubu kendi içerisinde farklı antioksidanlar taşır. Bunun yanısıra mevsiminde tüketmek, hazır işlenmiş gıdalardan uzak durmak, hazır gıdalarda etiket okumak çok önemlidir. Katkı maddeleri içeren, trans ve hidrojenize yağ kullanarak yapılmış, işlenmiş gıdalardan uzak dururum.

Mutfağımda sebze yemekleri, baklagiller, kuruyemişler, meyveler, yogurt süt, et, balık, tavuk ile hem Türk mutfağımızdan hem de dünya mutfaklarından çeşitli ana yemekler ve sağlıklı atıştırmalıklar yaparım.

Sağlıklı beslenmenin yanı sıra ruh ve beden sağlığına da oldukça önem veriyorsunuz. Deneyimlediğiniz farklı terapi yöntemleri var mı?

Sağlıklı olabilmek için doğru beslenme ne yazık ki tek başına yeterli değil. Örneğin son yapılan araştırmalarda yüksek kolesterolün en büyük nedenlerinden birisinin stres olduğu kanıtlanmıştır ve en önemli çözümlerinden birisinin de egzersiz…

Ben Ayurveda ve Çin tıbbından tutun Yoga, Meditasyon, Ses terapisi, nefes terapisi dahil olmak üzere pek çok yöntem uyguladım, hala da uyguluyorum. Tüm terapilerin kendi içerisinde zihin ve bedene farklı katkıları ve yansımaları var. Herhangi bir terapide en önemli şey sizin bedeninizin neye ihtiyacı olduğunu doğru tespit edebilmek ve daha da önemlisi terapiyi uygulayanın eğitimi, bilgisi, deneyimi ve konusuna hakimiyeti.

 

 

 

Read more

Neslişah Alkoçlar ile Güzelliği İçeriden Fethetmeye Hazır Mısınız?
be people

Neslişah Alkoçlar ile Güzelliği İçeriden Fethetmeye Hazır Mısınız?

Güzelliğin sağlık ile bir bütün olduğu düşüncesinden yola çıkan Insideout’un kurucusu Neslişah Alkoçlar ile içten dışa yeni güzellik anlayışını ve ‘nutricosmetics’ kavramını konuştuk.

Daha fazlasını oku
Dönüşen Gıda: Eat It Fermented
Beslenme

Dönüşen Gıda: Eat It Fermented

Eat It Fermented markasının kurucuları Lynn Tezman ve Laris Konfino ile ilaçsız tarımla üretilen meyve sebzeleri fermentasyon işlemiyle nasıl harika tariflere dönüştürdüklerini konuştuk.

Daha fazlasını oku