Işığın Dansçısı: Amber Joy Rava
Amber Joy Rava, 9 yıl boyunca Cirque Du Soliel, Cirque Eloize ve Circo De Bakuza’daki performans deneyimlerinin yanı sıra, bugün bağımsız dans performansları ile de insanları büyüleyerek kalplerine dokunan bir sanatçı. Bizleri, hissedilen beden enerjisini hareket sayesinde somutlaştırmanın en güzel yollarından biri ile buluşturuyor.
Dans ile olan yolculuğunuz nasıl başladı?
Bu önemli bir soru. 3 yaşından beri dans ediyorum diyebilirim. Anneme sorsaydınız, doğmadan önce, rahminde bile dans ettiğimi söylerdi. Ama ilk dans derslerimi 3 yaşında küçük bir kızken Brooklyn’deki bir bale stüdyosunda almaya başladım. Daha sonra dans benim için her yerde bulabildiğim bir şey haline geldi. Şimdiyse sürekli dans ediyorum; sesle, doğayla, deneyimlerimle. Bu benim için durmak bilmeyen bir oyun gibi. Yani hayatım boyunca dans ettim ve ediyorum diyebilirim.
Dans ruha dokunmanın bir yolu mu? Bunu kendinize göre nasıl tanımlarsınız?
Dans benim ruhum. Dans ederken öz benliğimle hareket ediyorum ve ruhumun hissettiğini yansıtmaktan çekinmiyorum. İçimden geleni rahatlıkla ifade edebilmek ve onun önüne geçmemek benim için gerçekten çok önemli. Bence bu, beni otantik benliğimle buluşturuyor ve tam da bu yüzden dans performanslarım insanlara sıra dışı geliyor. Enerjimi ve içimden geleni özgür bırakıyorum.
Dans ederek ne gibi duyguları deneyimleyebiliriz?
Tam anlamıyla bütün duyguları hatta daha fazlasını. Özgürce dans ederken kendi gerçekliğimizi fiziksel farkındalığımız ile somutlaştırıyoruz. Ben o anda transa geçiyorum. En iyi şekilde açıklamak gerekirse tüm duygular. Dans ile mutsuzluğun, acının, sevincin, mutluluğun hatta güvensizliğin bile içinden geçebilirsiniz. Korku ya da cesaret de olabilir. Bütün bu duygular beden ile birlikte hareket kazanır. Bunca sene insanlarla çalışarak dans ettikten sonra duyguların dans ile birlikte bambaşka şekiller alabildiğini gördüm. Kendinizi duyguyla beraber hareket halinde gördüğünüzde aslında tüm hissettiklerinizin bir noktada kaynadığını görmeye başlıyorsunuz. O zaman duygudan daha fazlası oluyorsunuz, tepki ve ikilemlerin dışına çıkarak gerçek birliği buluyorsunuz.
Bu sizi nasıl etkiliyor?
Ben duygularımın beni kontrol etmesine izin vermiyorum ama ben de onları kontrol etmiyorum. Bana göre yapılabilecek en iyi şey akışta olabilmek, farkına vararak, kabullenerek içinden geçebilmek.
Düşünmek ve dans etmek aynı anda mümkün olabilir mi?
Ben dans ederken, bir performans ortaya koyarken bir parçamı uyanık tutarım çünkü ne yaptığımın ve bedenimin tepkilerinin farkında olmaya çalışıyorum. Her zaman düşüncelerimden tam anlamıyla özgürleşmiyorum. Ama tabi böyle bir fırsatım olduğunda mümkün olduğunca özgürleşmeyi seçiyorum. Bazı düşünceler aklıma gelse bile ki bu tamamen normal bir süreç, nefes almaya devam ediyorum. Nefes almak, bedenimize odaklanıp ona dair bir farkındalığa ulaşmamıza yardım eder. İşte o zaman düşünce seline kapılmadan içine girdiğimiz düşünceyi aşmak mümkün olur. Düşüncelerini kontrol altına aldığında bu düşünceler sana ilham bile verebilir. Bana göre bu bir meditasyon ve bir nevi ilaç.
Tüm insanlığın dans ettiği bir dünyanın daha iyi bir yer olacağına inanıyor musunuz?
Bu benim en büyük hayalim. İnsanların çok daha iyi hissedeceğine ve aslında bir olduklarının farkına varabileceklerine inanıyorum. Dans pistinde herkes eşittir, doğal varoluşumuzla enerjimiz açık bir şekilde hareket ederiz. Birbirimizi anlamanın ve tanımanın en güzel yollarından biri. Bu gezegenimiz için gerçek bir iyileşme olacaktır.
Yazar hakkında:
Alara Dolunay – Be People Editörü
Lisans Eğitimini Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri Bölümünde tamamlayan Alara Dolunay, ICM Turkey Dijital Pazarlama Ajansı proje müdürü asistanlığı ve Doğan Paksoy Galeri Genç Sanat Dergisi Yazarlığı stajlarını tamamladı. 2020 senesinde Sotheby’s Art Institute, Sanat Tarihi programına katıldı. Ocak 2021’den beri Be People bünyesinde Kreatif Editör konumunda çalışıyor.